Müzik, yalnızca zevk, neş'e, aşk, hüzün ve eğlence katkısı değildir: Devlet, millet birliğini oluşturan; savaşta orduya duygu veren, yürüyüş ve hareketini düzenleyen de ses ve ritmdir. ... Müzik ve kopuz veya saz, tedavi eden, ruhları dinlendiren, iradelere güç etkisi veren, aynı zamanda toplulukta birlik yaratan sosyal aletlerdi.
... Kopuz, yalnızca tedavi ve kötü ruhları kovmada kullanılan bir ses aleti değildir:
- Velilik ve ululuk sembolü idi. Dede Korkut'ta görüldüğü gibi.
- "Gazi erenlerin başına ne geldiğini" (Dede Korkut) söyleyen bir semboldü.
- "Ulularla haberleşme", medet ve yardım isteme sesiydi.
- "Kopuzla öğülen yiğitlere güç veren", boğalar ile buğralar yenmelerine imkan veren ilahi bir sesti (Kanturalı).
- Topluluğa haber veren, halkı uyaran kutlu ses de kopuzun kutlu sesidir. Beyrek'in yurduna dönüşünde atını verip bir kopuz alması gibi.
- "İyi ruhları çağıran, kötü ruhları kovan kutlu ses" de kopuzun sesidir.
Kopuzlu Dev Çara-baş'a kopuz ile yakarışlar:
- "Kopuzunu kaldırıp (köterip) Kâf dağından gelsen ya, (ey) Çara-baş! Doksan koyunun derisinden, donu çıkmayan Çara-baş! Seksen koyunun derisinden derisinden bir börkü çıkmayan Çara-baş! Katı ve ağır bir iş oldu... Kopuzuma koşulmadın (eşlik etmedin)...
- Şikâyet: "Çamdan yapılmış bir kopuzumu aldım! Su yılanı gibi dolaştım!... Bu kopuzum kırılmadı! Garip başım rahat duramadı!... İstemediğim işi yaptım!..."
Kopuzcuların "dev pîri", Er Korkut:
- "Su (Sirderya) ayağında Er Korkut (mezarı)! Felaketleri sen korkut! Baksıların piri sen değil miydin? Göz kulak ol, (gözünü sal)! Elimden tut (kolum tut)! Sizden meder diliyorum!"
- "Sen baksıların piri değil misin? Baksı baba, beni sen kolla! Ben sana dar yolda sığındım! Ben sığındım sizlere! Medet verin bizlere!..."
Kopuzuna esir düşmüş ozan:
- "Katı hükümlü (kıyın) bir iş oldu! Kopuzuma koşulmadın!"
- "Karagay ağacından yapılmış kopuzumu koluma aldım, bir su gibi dolandım! Bu kopuzum (bir türlü) kırılmadı! Garip canım dinmedi! Bu ruh, (kopuz veya ozanlık ruhu), on beş yaşımda bana yapıştı! Yirmi yaşımda benimle buluştu (veya kaynaştı, tabıştı)! Beni gönülden istemediğim bir iş bağladı! Beni içi boş (kov) bir ağaca döndürdü!..."
- "Devlerin eline boynumu verdin! Gönlümün istemediği (işe) gönderdin! Beni bu boş (kov) ağaca (yani kobuza) bağladın!..."
Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, 9.Cilt