1 Ekim 2013 Salı

Hun Han Halk


  Çin tahtına Mu geçmişti. Mu zamanında Çin sınırları Doğu Türkistan'a kadar uzanmış bulunuyordu: Cong Hunları Mu'nun büyümesini ve şevketini duyunca nezdine bir sefir göndererek vaziyeti daha esaslı bir surette öğrenmeye azmetmişlerdi. Mu, Hun sefirine şehri ve sarayı göstermiş, bundan sonra şu suali sormuştu: "Çinde bu kadar kanunlar, hayat şartları ve merasim olduğu halde yine karışıklık eksik olmamaktadır. Halbuki Hunlar arasında bunlar tamamıyla aksinedir. Bunun sebebi ne olabilir? Buna Hun sefiri şu sevabı vermişti: "Bütün kanunlar, hayat şartları ve merasim halkın gözünü boyamaya, rüesanın büyüklüğünü göstermeye ve bütün halkı ezmeye yaramaktadır. Böylece halk rüesadan umduğunu ve istediğini bulamayınca, bunun sonucunda memnun olmayanların yapacağı tek hareket hiç olmazsa ortalığı karıştırmaktır. Hunlara gelince: Onlar arasında hayat tamamıyla başkadır. Orada başbuğ herkese eşit ve insanca muamele eder ve daime tebasının menfaatini gözetmeye çalışır. Tabii bunun sonucu da rüesaya itimat ve hürmetten başka bir şey olamaz." Mu bu sözleri duyunca aklı başına gelmiş, bütün vezirleri bir araya toplayarak önce bu bilgili adamı kendi tarafına çekmeye karar vermiş, bunun için de bir hile yolu bulmuşlardı. Kral Mu, Cong kralına Çin müzisyenleri ve şarkıcıları göndermiş, bu suretle hükümdarın hayat tarzını değiştirmeye çalışmıştı. Çin müzisyenleri kralın son derece hoşuna gitmişti. Bir müddet sonra Hun sefiri vatanına dönünce bu hali görmüş, tabii tenkit etmiş, fakat hükümdar kendisine kızmış, o da Çinliler nezdine kaçmaya mecbur olmuştu. İşte bu hile sayesinde bu bilgili sefir elde edilmiş, bunun nasihatleri ile Cong'lar mağlup edilerek ellerinden 12 krallık zaptedilmişti.

[Türk Sözünün Aslı, Hüseyin Namık Orkun]


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder